HAKKIM HELAL SEVGİM HARAM OLSUN SANA
  MEKTUP
 

  
  N
adide gecenin koyulaşmış saatlerinde artık kapanmak üzere olan göz kapaklarının üzerine kurşun gibi çöken ağırlık beynimden gelen uğultuların emrine uymasını istiyordum. Ama ben önümde duran bu sade ak kâğıda sakin maharetli bir eda ile mektubumu yazıyorum.

           Benim kim olduğumu sorma dalından koparılmış gülün temizliği ve saflığı içerisinde köşe başlarında karşısına dikilen ve hep hezimete uğrayan yüreğinde fırtınalara maruz bırakılan bir uslanmaz gönül…

           Hava ve hevesin beni katlettiği şu an yasak bir aşk için bu dipsiz çileye değer mi bilmem şu andaki gayemi keberelere benzetiyorum. Ateşin etrafında önce zaile dönen dünya’ya meydan okurcasına coşan tehlikeyi düşünmeyen zavallı kelebeklere belki şuanda yazdığım bu satırlar benim benliğimde hata olsa da son çarem olarak görüyorum. Seninde bu mektubu uysal bir direniş göstereceğini bildiğim için ( beni affet diyorum ) dinlemeni istiyorum.  

           Şuanda çektiğim bir iç yeni bir soluğun tazelenişi derin bir acının tutuşturduğu ateşi söndürmeye yeter mi bilmem seni ilk gördüğüm gözlerde Antalya ya sığmayan yüreğim şimdi derin bir hicran yarasında muzdarip senin olmayışın ve seninle güzel şeyleri paylaşıp birbirimizin tanımamamızın düşüncesi bile derin bir sızı kaldı içimde aylardır içimde beslediğim mefkureyi yitirişim gençliğimin dönüşü olmayan intizarlara sürünmekte bu mektubun satırlarındaki mahcubiyetle değil de yüz yüze konuşmak isterdim. Ama o hayrımız…

         Hiçbir ceza o an bu kelimeyi kifayet etmez suçlu bir gönül üslubuyla gemisini terk eden kaptan olarak ayrılmak acıların en beteri ama senin için hala bu şehrin her sokağını her caddesini seni düşünerek arşınlıyorum ve görüyorum ki her taraf çıkmaz sokak bütün yollar seninle birleşiyor oysaki günümün sessizliği sarmışken bedenini kulağımda aynı sesler dilimde aynı şarkı aynı sağır gökyüzü kör bir düzen yalancı yüzler aptalca bakışlar hep aynı tempoyla monoton bir gün hep o değişmeyen ikindi üstleri ve hep yorgun zoraki akşamlar ve her şeyi unutturan mavi gözlerin cesareti vardı bana olan hissi yetim karşılıksız olsa da bile hoşuma gidiyor kendi dünyamın çizgileri bu çizgimi aşmaya kimsenin gücü yetmez seninde böyle sevip saymanı isterdim ama artık çok geç olsa gerek

         Bu değerli aşkı kabre kadar taşıyacak olan can benim saadet gönlümde ulaşılmaz bir hülyaya irtica etti ulaşılmaz bir hülya oldu yeryüzünde el değmedik aşkın burktu yüreğimi. Seninle tanışacağım saati iple çekiyorum ama saatim bir rakamının üzerinde misafir bu ama bu misafirlik yitirilmiş bir arzunun bitmemiş bir kinin ölü bir hissin mücadelesiydi. Satırlarıma bu arada son verirken beni zahmetinde bulunduğun için sana çok müteşekkir kalacağım bilmeni isterim her şey gönlünce olması dileğiyle ve bir gün yeniden tanışmak ümidi ile Allaha emanet ol diyorum. 




 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol